Menu

Anlatılan senin hikayendir: DİSK Tarihi

22 February 2022 - Adaletin İş Yüzü

“Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür” derler. Bugünkü dille insan hafızası unutma özelliği ile sakatlanmıştır. İnsan unutur. İnsanın unutması bir savunma mekanizmasıdır, unutmadan acıları taşıyamaz. Dünün yükünden kurtulmadan bugün de var olmak olanaklı değildir.

Unutmak birdenbire olmaz. Unutmak da bir süreçtir. Önce olayların oluş şekli silikleşir.  Sonra acı veren olayların verdiği acı kabullenmeyle hafifletilir. Yapılan hatalara gerekçeler üretilerek insanın kendisiyle uzlaşması sağlanır. Anımsanan şeyler yeniden öyküleştirilir. Öyküleştirilirken köşeleri yuvarlaklaşır, başarılar abartılı hale gelir. Geçmişte yapılan ve anımsandığında yüzleri kızartan, insanın kendisine yakıştırmadığı, insani zaaflarına teslim olduğu olaylar derinlere gömülür. Asıl olan, yaşamak, yaşamın yüklerini taşırken, yeni yükler üstlenerek yaşamaktır.

İnsan, yaşadıklarıyla insandır. Yarattığı etki, bu etkinin kendisine dönüşü, kendisine dönen etkiyi iç dünyasında anlamlandırması, onun özgün yanını, farklılığını oluşturur. Burada da asıl olan günü kurtarmaktır. Gerçek ya da yapay bir denge kurulmalı, bu denge ile insan kendisiyle barışıp yola devam etmelidir. Kendisiyle kavgasını bitirmeden yürümek çok zordur. Bu barışıklık ise unutulan, bastırılan gerçekle yüzleşmeden sağlıklı bir şekilde kurulamaz. Yola sağlıklı gitmek, unutulanları gerçeğe uygun anımsayıp, yüzleşmekten ve barışmaktan geçer.

Gerçekler, eğilip bükülseler de üstleri örtülse de sonsuza kadar yok edilemezler. Hep bir yerlerde sabırla gerçeğin cazibesine kapılıp, gerçeğin peşine düşenlerin gelmesini beklerler.

Gerçeğe aşık olanlarla, gerçekler mutlaka buluşur. Bu buluşmanın kendisi başlı başına bir serüvendir. Emek ister, sabır ister, güç ister, kararlılık ister. Gerçeğe ulaşmak, ulaşılan gerçeği görünür kılmak, bir tür terapidir. Tarih bilimcileri ne düşünür bilemem ama, en azından benim için tarih, sosyal terapidir. Hele de yakın tarih. Hele de kıyısından köşesinden içinde yer aldığın, parçası olduğun tarihsel bir sürecin gerçeklerinin önüne konulması, tam anlamıyla sosyal terapidir. Gücü olan, bu tarihin önüne koyduğu ile hesaplaşır, arınır.

Yeni yayımlanan DİSK Tarihi kitabının 2. cildini iki kez baştan aşağıya taradım. Bazı yerlerinde durdum detay okudum. Bazı yerlerinde dakikalarca resimlere, resimlerdeki insanlara baktım.

Örneğin Kemal Türkler’in resminin önünde, İzmir Konak Meydanı’na gittim. Bugün belediye binası olan bina kaba inşaatı bitmiş olarak önüme çıktı. Binanın orta katlarında Kemal Türkler, söyledi, ben tekrarladım:

“Faşizme emperyalizme ve her türlü gericiliğe karşı, bıkmadan usanmadan, yılmadan mücadele edeceğime, gençlik heyecanım devrimcilik namusum üzerine ant içerim.”

Bir başka bölüm, ayrışmalar tartışmalar, ayrı ayrı kutlanan 1 Mayıslar. Söylenen marşlar:

“Yurdun dört köşesinden toplandık 1 Mayısta/ İstemlerimiz vardı/Haykırdık bir Ağızdan/ NATO’ya hayır dedik /Nötronunu kahrettik /İşçi sınıfını biz /Bu yolda Önder Bildik…”

DİSK içi tartışmalarının evimize yansıması. Dört erkek kardeş dört ayrı bakış, dört ayrı politik tavır. DİSK’ten yana olanlar, Maden-İş’i haklı görenler.

Ecevit hükümetleri, duyulan umutlar, umutların hayal kırıklığına dönüşmesi. Cephe hükümetleri, fabrika direnişlerine gençlik olarak koşturmalar. Dünyayı avucunda sanan bir öz güvenle gelecek sömürüsüz günlere duyulan inanç. Bu inançla oluşturulan aidiyetler. Bu aidiyetler üzerinden saf belirlemeler.

İlk kez devletin sopa tutan eliyle tanışma. Gözaltılar, gözaltında yenilen dayaklar. Önüne konulan “Evlat acısına son pankartı” ile basına anarşist olarak yakalandı diye verilen haberler. Sendikalaşsınlar diye mücadele ettiğin işçilerin, götürüldüğümüz bilinmez bir yerde götürenlere, bizi gösterip bırakın bizi de bunları dişimizle parçalayalım komünist bunlar suçlaması karşısında gencecik ruhumuzda oluşan kırgınlık, bu kırgınlığa karşın yürüme arzusunun ateşlenmesi.

DİSK Tarihi 2. cilt, sadece bir konfederasyonun tarihi değil. Yakın tarihimizin, çok önemli bir kesitine ışık tutan Türkiye tarihinin bir parçası. Sadece konfederasyon tarihi değil, bugün yaşlı çağını yaşayanların, emekten yana, sömürüsüz bir dünya için attığı ilk adımların, bastığı zeminin yeniden aydınlatılması. Sadece bir konfederasyon tarihi değil, bir sosyal terapi.

DİSK’te işten atılan 7 uzmanın işten atılmaması için, DİSK yönetiminde bu kararı alan dört yöneticiye yapılan baskının, bugünden bu baskıda yer alan birisinin ağzından yeniden değerlendirilmesine tanık olmak;

“Üst kuruluşun yetkili kurulunun aldığı meşru bir kararı tanımamaktı. (…) DİSK Yürütme Kurulu üyeleri dışarı bırakılmadı, telefon kabloları koparıldı, zor kullanarak bir karar geri aldırılmaya çalışıldı. (…) Velev ki karar yanlıştı ya da biz beğenmemiştik ama kendimizde bir organ kararına müdahale etme yetkisini görmüştük. Bu pervasızlık o dönem bütün kararlara egemen bir ruh haliydi.” (sayfa 338)

“Velev ki karar yanlıştı ya da biz beğenmemiştik ama kendimizde bir organ kararına müdahale etme yetkisini görmüştük.” Sosyal terapi derken kastettiğim tam da buydu işte. Bu nedenle DİSK tarihi 2. cilt için seçilen alt başlık tam yerini bulmuş: “Dayanışma. Direniş. Umut”

Bir kez daha teşekkürler Kitabın Editörü Aziz Çelik. Azizim Aziz, 32 yıldır aynı yolu yürüdüğüm can dostum. Teşekkürler kitabın Yayın Danışmanları Can Şafak, Ergün İşeri, teşekkürler genç arkadaşlarım, Kitabın Emekçileri Deniz Beyazbulut, Zeynep Kandaz. Teşekkürler kitaba katkıda bulunanlar: Can Kaya, Fahrettin Engin Erdoğan, Faruk Pekin, Feza Kürkçüoğlu, Kıvanç Eliaçık, Meltem Azdemir, Nuran Gülenç, Necdet Okcan, Selim Mahmutoğlu, Tevfik Güneş.

Teşekkürler emeği geçen herkes. Teşekkürler DİSK.

Bu tarihi yaratan işçi sınıfı, bu tarihte ter döken, uzmanlar, siyasi kadrolar ve dönemin gençliği; sizlere minnettarız.

Aziz Çelik (Ed.) (2022). DİSK Tarihi 2. Cilt (1975-1980), Dayanışma-Direniş-Umut, İstanbul: DİSK Yayınları, 920 s.

Not: DİSK Tarihi kitabının 2. cildinin elektronik basımına arastirma.disk.org.tr adresinden ulaşılabilir. Kitabın kâğıt baskısının dağıtımı önümüzdeki günlerde yapılacak.

 

22 Şubat 2022, Adaletin İş Yüzü, Evrensel Gazetesi

Sosyal Medya'da Paylaş!
Share on FacebookShare on Google+Tweet about this on TwitterEmail this to someone

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>