Menu

Toplu iş sözleşmesi yetki belirleme süresi kısaltılabilir

7 June 2023 - Adaletin İş Yüzü

Toplu iş sözleşmesi yapmak kuşkusuz hem Türkiye’de hem dünyada sendikaların en önemli faaliyetlerinden birisidir.

Sendika hakkı kendi içerisinde iki özgürlük üzerinden tanımlanan bir haktır. Sendikaların izin almaksızın kurulabilmesi, tüzük ve organlarını özgürce belirleyebilmeleri kolektif sendika özgürlüğü olarak adlandırılmıştır.

Var olan bir sendikaya işçilerin diledikleri biçimde kendi özgür iradeleriyle, hiçbir baskı görmeden üye olabilme hakları ise bireysel sendika özgürlüğüdür.

İşçilerin bireysel sendika özgürlüklerinin hukuken güvence altında olduğunu söylemek kolay, bu güvenceyi yaşamın içerisinde var etmek ise çok zordur. Bireysel sendika özgürlüğünü kullanıp bir sendikaya üye olan işçi baskı görmeyi, değersizleştirilmeyi, işten atılmayı göze almak zorundadır. Bireysel sendika özgürlüğünü kullanmanın dışında çok az hak bu hakkın sahibi için tehlike yaratır. Sendika hakkı kullanılması çok tehlikeli bir haktır.

İşçiler tüm baskıları, işten atılmaları, bu baskılara karşı yetersiz kalan hukuki güvenceleri kabul ederek sendika üyesi olmakta ısrara ettiklerinde varmak istedikleri hedef sendika aracılığı ile işverenle toplu pazarlık yaparak çalışma koşullarını belirlemektir.

İşçinin sendika seçme özgürlüğünden söz edebilmenin temel koşulu birden fazla sendikanın var olabilmesidir. Birden fazla sendika içinden hangi sendikanın işverenle toplu pazarlık yapma hakkına sahip olacağını belirleyen sistemlere toplu iş sözleşmesi yetki sistemi denilmektedir.

Türkiye’de özellikle 12 Eylül darbesi sonrası yürürlüğe konulan 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu ve 2012 yılında yürürlüğe giren 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu toplu iş sözleşmesi yetkisini belgeler üzerinden belirlenmesi esasını benimsemiştir.

Bir sendikanın yetkili sendika olarak kabul edilmesi için iş yerinin bağlı olduğu iş kolunda çalışanların en az yüzde birini, iş yerinde yarıdan fazlasını, iş yeri işletme düzeyinde ise en yüzde kırkını yetki tespiti için başvuru yaptığı tarihte üye yapmış olması gerekmektedir.

Tüm dünyada uygulanan toplu iş sözleşmesi yetki sistemleri incelendiğinde görülmüştür ki toplu iş sözleşmesi yetkisini belirleme süresi ne kadar uzuyorsa sendikal örgütlenme de o oranda güçleşmektedir.

Üstelik işten atılmayı her türlü baskıyı göze alarak sendika üyesi olan işçiler toplu iş sözleşmesi yetki belirleme süresinin uzaması nedeniyle ya sendikadan istifa etmek ya da işten atılmak ikilemi içerisine itilmektedir.

Toplu iş sözleşmesi yetkisinin belirlenmesinde Çalışma Bakanlığı kritik konumdadır. Sendikalar bakanlığa başvurmakta bakanlık yetki tespiti yapmaktadır. Bakanlığın tespit yapma süresi giderek azalmıştır. Petrol-İş Sendikasının eylül 2019-mayıs 2023 tarihleri arasında yapmış olduğu yetki tespit başvurularına, sendika hukuk servisince “Petrol-İş Sendikası yetki başvuru ve toplu iş sözleşmesi süreci inceleme raporu (eylül 2019 – mayıs 2023)” * başlığı altında hazırlanan rapora göre 10 günde yanıt verilmiştir.

Yetki tespitinin uzamasının asıl nedeni ise işverenlerin bakanlık tespitlerine yapmış oldukları haksız itirazlar nedeniyle açılan davaların uzun sürmesidir. Öyle çarpık bir sistem öngörülmüştür ki:

– Çalışan sayısını bakanlık işverenler tarafından verilen SGK dönem bordrolarına göre belirlemektedir.

– Sendika üye sayısı e-devlet kapısı üzerinden yapılan kayıtlarla bakanlık tarafından tespit edilmektedir.

– Bu iki veriyi karşılaştıran bakanlık matematiksel bir tespit yapıp çoğunluk vardır ya da yoktur demektedir.

Bu basit gerçekliği işverenler 6356 sayılı Yasa’nın 43.maddesinde yer alan “İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur” hükmü sayesinde işçiler ve sendikalar açısından kabir azabına dönüştürebilmektedir.

Türkiye sendikal hareketi 43. maddede yer alan “İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur” hükmünün son kelimesindeki son iki harfi “ur” hecesini kaldırıp “maz” hecesini ekleyerek “durdurur” ifadesini “durdurmaz” haline getirmeyi başaramamışlardır.

Süreç durunca zamana oynayan işverenler, iş yeri/işletme, bağlı iş yeri, iş kolu tartışmaları başlatan, yetkisiz mahkemelerde açılan davalarla dava açma hakkını kötüye kullanan bir pratiği benimsemişler, hakkın kötüye kullanılmasının tipik örneği olan bu davranışlarından asla utanmamış, rahatsız olmamışlardır.

Yasayı değiştiremeyen bakanlık bu süreci kısaltmak için birkaç pratik adım atmıştır. İnsanın nazar değmesin diyesi gelen bu küçük adımlardan bir tanesi, toplu iş sözleşmesi yetki tespit itirazlarına bakan uzman iş mahkemelerinin kurulması olmuştur. Artık 4. veya 2. İş Mahkemeleri bu davalara uzman mahkeme olarak bakan mahkemeler haline gelmiştir.

Uzmanlaşmış mahkemelerin vermiş olduğu kararları uzmanlaşmış Yargıtay üyelerinden oluşan heyetin incelemesi bir diğer fark yaratan pratik gelişme olmuştur.

Bu iki küçük adımla birlikte, iş yeri, iş kolu, bağlı iş yeri, bekletici mesele vb. temel kavramlar net tanımlanabilir hale gelmiş süreç önemli ölçüde hızlanmıştır. “Petrol-İş Sendikası yetki başvuru ve toplu iş sözleşmesi süreci inceleme raporu” (eylül 2019 – mayıs 2023) verilerine göre:

– Eylül-2019-mayıs-2023 arasında Petrol-İş Sendikası 51 iş yerinde yetki tespiti istemiştir.

– Bu 51 iş yerinin 37’sine yüzde 74’üne işverenler itiraz etmiştir. Üstelik bu 37 itirazın 10’u bile isteye yetkisiz iş mahkemesinde yapılmıştır.

– Yetkili mahkemelerde yapılan itiraz süreleri, uzman mahkemeler aracılığı ile ele alınıp, konuyu kavramsal düzeyde özümsemiş Yargıtay üyelerinin incelemesinin etkisini somut olarak ortaya koymuş, yetki itirazının kesinleşme süresi ortalama 742 günden 348 güne gerilemiştir.

– Yetkisiz mahkemelerde yapılan itirazların sonuçlandırılma süresi ise 959 günden 485 güne gerilemiştir.

Yetki tespit yazılarında bakanlık işyeri veya işletmenin bağlı bulunduğu bölge müdürlüğünün adresini vermekte aslında yetkili mahkemeyi göstermektedir. Bu açıklığa karşın yetkisiz iş mahkemelerinde dava açan işverenlere Yargıtayca idari para cezası uygulanması da başlamıştır.

Yargı süresinin yarı yarıya düşmesi çok önemli ancak yeterli değildir. Araştırmaya konu olan iş yerlerinde yarı yarıya düşen bu yargı süresine karşın 531 işçi sendika ve toplu iş sözleşme hakkından yoksun bırakılmıştır. 531 işçi için sendika hakkının anayasayla güvence altına alınması kağıt üzerinde kalmıştır.

Yapılması gereken belgelere dayalı toplu sözleşme yetki sisteminden vazgeçip işçinin doğrudan iradesini yansıtan kısa sürede yetkili sendikayı belirlemeye dönük bir sistem kurmaktır. Ancak bu sistemsel değişiklik yapılmadan uzman mahkemelerin yaptığı katkıyı daha da arttıracak şekilde 6356 sayılı Yasa’nın 43. maddesinin 5. fıkrasındaki bir kelimenin “durdurmaz” diye değiştirilmesi hem haksız itirazların ortadan kalkmasını hem süreci uzatmaya dönük savunma hakkının kötüye kullanılması uygulamalarını da önemli ölçüde durduracaktır.

Son olarak vurgulamamız gerekir ki işin içerisinde bakanlık, yargı ve avukatlar vardır. Bir avukatın sırf müvekkilini hukuka aykırı bir durumdan yarar elde etmesi için itiraz hakkını kötüye kullanmasını sağlaması avukatlık meslek etiğine açıkça aykırıdır. Bu konuda baroların sağır dilsizi oynamayı bırakıp, hakkın kötüye kullanılmasının insanı utandıran örneklerini veren avukatlar hakkında disiplin hükümlerini akla getirmeleri gerekmektedir. Üstelik baroların harekete geçmesinin önünde hiçbir yasal engel de bulunmamaktadır. Unutulmamalıdır ki hak aramanın hukuka aykırı bir şekilde engellenmesinde bir avukatın yer alması, avukatlık mesleğinin meşruluğunun sorgulanmasını da beraberinde getirecek ve meslek mensuplarının tamamı bu durumdan zarar görecektir.

* Raporu hazırlayan bize ulaştıran Petrol-İş Sendikası Hukuk Müşaviri Av. İrfan Taşkın’a teşekkür ederiz.

 

7 Haziran 2023, Adaletin İş Yüzü, Evrensel Gazetesi

 

Sosyal Medya'da Paylaş!
Share on FacebookShare on Google+Tweet about this on TwitterEmail this to someone

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>