Menu

‘Kariyer için kendini öldüreceğine kariyerini öldür’*

25 April 2018 - Adaletin İş Yüzü, Güncel

Gençlik yıllarımda köyde çok askerlik anısı dinledim.

Bir başka köyden köyümüze gelmiş Necati isimli bir çoban vardı. Kuzu yayardı. Necati çok açık tenli, sarışın, büyük kafalı, olduğu için kendisine “Sarıboğa” derlerdi. Zamanla adı unutulmuş herkes onu Sarıboğa diye çağırır olmuştu.

Askerliğini piyade olarak yapmış olan Sarıboğa’ya yaşıtları sık sık “bitli piyade” diye takılıp kızdırırlardı.

Bir gün yine “Sarıboğa’ya” bitli piyade diye takıldıklarında, Sarıboğa başını kaldırıp, “Siz ne diyorsunuz ya, askerde ben bazuka taşırdım” dedi.
Tandırın başında oturmuş saçta kavurga kavuran Fadime nene, laf sanki hiç kendisinden çıkmıyormuş gibi oturduğu yerden söylendi:

“Va anam eskerde katır bulamamışlar sana yüklemişler bununan ne öğünüyon ki.”

Fadime nenenin bu sözü Sarıboğa için bardağı taşıran damla oldu. Bıraktı kuzu sürüsünü, küstü, köyüne gitti bir daha da dönmedi.

Ne zaman kariyer yapmaktan söz açılsa, ne zaman benim kariyerimle oynuyorsunuz sözünü duysam hep aklıma Sarıboğa ve Fadime nenenin söyledikleri gelmiştir.

Bir başkasının işyerinde, işverenin emir ve talimatları altında bağımlı olarak çalışan birisinin, sırf adının önüne bir unvan daha eklemek için, kendisini paralamasının, bir tür illüzyon olduğunu düşünmüşümdür.

Kariyer sözcüğünün sihrine ise hep şaşırmışımdır.

Meslek yaşamım içerisinde adının başına … müdürü unvanı eklenince, vücut dilinden ses tonuna kadar tüm tavırları değişen, müdür olunca eskisi gibi davranmayı eksiklik olarak gören çok sayıda insan gördüm.

Anladım ki, kariyer insanları yönetmek için icat edilmiş en etkili araçlardan birisidir. Bir statü belirler, bu statüyü verdiğiniz insanların yapması gerekenleri, onlara karşı da başkalarının davranışlarını kendi çıkarlarınıza göre tanımlarsanız, insanları istediğiniz gibi yönetebiliyorsunuz.
Üstelik insanlar, sizin belirlediğiniz bu statünün gereklerini yerine getirmek ya da o statüye ulaşmak için birbiriyle kıran kırana rekabete giriyorlar. Fabrika gibi yüzlerce, bazen binlerce insanın hareketlerini üretilen mal veya hizmetlere yöneltmenin zorunlu olduğu üretim biçiminde, binlerce insanın ortak amaç için uyumlu bir şekilde davranmasını sağlamakta kariyer hedefleri kilit rol oynar.

“Bu işte önün açık. Eğer sabreder ve çalışırsan, bu işyerinde basamakları hızla tırmanır kariyer yaparsın.” 15 yıllık eğitim sürecinden geçirilip kariyer yapmaya hazırlanmış her gence iş görüşmelerinde söylenen bir klişe olmuştur.

Tabii ki kariyer yapmanın da bir takım kuralları vardır. İlk kural, bulunduğun kariyer basamağını asla yeterli görmemek, hep daha üst bir basamağa tırmanmayı hedeflemektir.

Usta olarak işe girmişsen ustabaşı, ustabaşılıktan vardiya amiri, vardiya amirliğinden formen, (süpervizör de diyorlar), üretim müdürü yardımcısı, üretim müdürü, genel müdür olmayı hedefleyeceksin.

Usta isen sen işçiye emir vereceksin. İşçi sana saygı duyacak. Sen ustabaşına saygı duyacaksın ondan emir alacaksın. Ustabaşının karşısında başın hafif eğik, işçinin karşısında başın dik, öz güvenli ve sert duracaksın.

Biraz yüzün gülse, biraz gevşesen altındakiler karşısında otoriten zayıflayacak, onları yönlendirme de zaaflar oluşacak, şımaracaklar. Asla onların şımarmasına izin vermeyeceksin.

Unutmayacaksın, onlarla ortak amaçlar için bir arada olsanız da sen onlardan farklı, daha zeki ve yetenekli olduğun için usta, ustabaşısın.
Hep daha fazla çalışacaksın. Hep altındaki ve üstündekileri düşman, hadi düşman ağır oldu rakibin olarak göreceksin. Hep tetikte, hep dikkatli olacaksın.

Attığın her adımı düşünerek, sonuçlarını hesaplayarak atacaksın. Şirket çıkarları senin iyi veya kötüyü belirlemende tek geçerli ölçüt olacak.
Saygı gösterecek, saygı gösterilmesini isteyeceksin. Birisi senin karşında itaatkar bir şekilde durmadığında, sana yanıt verdiğinde, kafasını kaldırdığında bunu saygısızlık olarak nitelendirip acımayacaksın. Fabrikada düzenin bozulmaması için acımayacak, çoluğu-çocuğu varmış demeyeceksin. Tutacaksın tutanağı.

Yükseldin, yükseldikçe sorumlulukların artacak. Uykuların azalacak. Aşağıdan gelenlerin baskısı, yukarıdakilerin bitmeyen istekleri arasında sıkışıp, sinir hastası olana kadar kariyer kavgasına devam edeceksin.

Ne önemi var, kariyerin sana ayrıcalık, kariyerin sana etrafındakilerin beğenisi, kariyerin sana dokunulmazlık olarak gelecek.
Sabah kapında bekleyen, konu komşunun gözünün önünde saygıyla kapını açan şoförün üzerinden bana bulaşmayın ben güçlüyüm mesajını vereceksin.

Her şeyin bedeli olduğu gibi kariyerin de bir bedeli olacak. Kariyerini riske sokmamak için sosyal çevreni, alışkanlıklarını değiştireceksin.
Ne yaparsan yap bu işinde sonu gelecek. Bir gün o çok sevdiğin şirketin, önüne bir kağıt bırakıp, şanslıysan bir küçük parti yapıp sana güle güle diyecek. Posan çıkmış bir şekilde bir başka yaşama yelken açacaksın.

Kazanan ise hep, kariyer hedefini koyanlar olacak.

Yazıya köyümden başladım, köyden bitireyim. Bizim köyde lakabına vava derler, bizimde vava teyze diye çağırdığımız, bir teyzemiz vardı derdi ki;
“Aman sırt üstü yatan da, k..çını yırtan da bir ekmek yiyor”.

Ekmeği zehir edenler ise, kariyer illüzyonu ile bizi bize düşman ederek kazanmaya devam ediyor.

Gelin siz Fadime neneyle vava teyzeye kulak verin. “Kariyer sizi öldürmeden siz kariyerinizi öldürün.”

*Yönetmen John Madden’in Miss Sloane isimli filminde geçen bir diyalog.

18 Nisan 2018 / Adaletin İş Yüzü / Evrensel Gazetesi

Sosyal Medya'da Paylaş!
Share on FacebookShare on Google+Tweet about this on TwitterEmail this to someone

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>